11 Kasım günü otele giriş sonrası yönümüzü Kaz dağları’na çevirerek; Kızılkeçili Köyün’den başlayan; Sütüven Şelalesi, Hasanboğuldu, Beyoba Köyü, Zeytinli ve tekrar Kızılkeçili’ye ulaştığımız bir rota da yürüyüş yaptık.
Eşsiz doğa manzarası ile yol boyu zeytin hasadı yapan teyzeleri selamladığımız, temiz hava, ve bol oksijen eşliğinde geçen güzel bir yürüyüştü. Bu yürüyüş sırasında; efsanelere ev sahipliği yapmış olan İda Dağı’nın hikayesini, Hera, Afrodit ve Athena’nın aralarında yapılan tarihin ilk güzellik yarışmasını, Kral Pramidos’un oğlu Paris’i Kaz Dağlar’ında ölüme terk ettiğini, Paris’in burada yarı insan yarı Tanrı olarak büyüdüğünü, Zeus’un bu dağda doğduğunu ve ünlü Truva Savaş’ını buradan izlediğini ve Hasanboğuldu’ya geldiğimizde; ova köylerinden Hasan ile dağ köylerinden Emine arasında geçen hüzünlü aşk hikayesini bizlere yaklaşık 18 km’lik rotamız boyunca eşlik eden, aynı zamanda konaklama yaptığımız İda Natura Life Style Butik Otel’in sahibi Ali Canlı’dan dinledik.
Bin Pınarlı İda Gezisi
Kaz Dağları Milli Parkı’na giderken yol boyunca yapılmış çeşmelerden suyumuzu içtik. Boşuna Bin Pınarlı İda demiyorlar.
Hasanboğuldu’dan sonra Beyoba köylüleri tarafından kurulan köylü pazarını ziyaret ettik, tezgahlarda bulunan kekiklerin kokusunu içimize çekerek pazar boyunca ilerledik.
Beyoba Köy’ünün girişinde bekleyen Necibe Teyze’den Hasan ve Emine’nin gerçek hikayesini (ona göre) dinledik. Necibe Teyze sürekli aynı nokta da otururmuş ve gelene geçene bizlere seslendiği şekilde seslenirmiş. ( Huuuu Kızlar…)
Zeytinli’de Kısa Bir Mola
Zeytinli’de verdiğimiz kısa süreli molada köy kahvesinde çaylarımızı yudumladık, doğal ürünlerin satıldığı bir dükkanda; zeytin, zeytinyağı, kuru domates, biber salçası tadımı yapıp, sonrasında tattığımız şeylerin lezzetini evlerimize de götürme düşüncesi ile alışveriş yaparak sırt çantalarımızı doldurduk.
İda Natura Otel’e Dönüş
Otele dönüş sonrası; 18 km’lik parkurun yorgunluğu ve almış olduğumuz bol oksijenin etkisi ile dinlenmek üzere odalarımıza çekildik. Tekrar akşam yemeği için bir araya geldik ve yemek sonrası da canlı müzik eşliğinde hoşça zaman geçirmeye devam ettik.
Mitolojik Odalar
Mitolojiyi yaşatmak, endemik bitki türlerini tanıtmak için yörenin özelliklerine göre 12 farklı konsepte sahip odalarda konakladık. (Zeus, Apollo, Hasanboğuldu, Athena, Sarıkız, Hades, Eris…) Her odaya verilen isimler ve odalara girdiğimizde duvarlarındaki hikayeler bizleri etkiledi. Ayrıca odalarda bulunan tuz lambaları da otelin konseptine uygun bir şekilde yerleştirilmişti.
İda Natura Otel’de Sabah Kahvaltısı ve Tuz Odası
12 Kasım sabahı, otelin terasında eşsiz bir doğa manzarası ile güzel bir kahvaltının ardından otelde bulunan astım, bronşit, egzama, sedef, kronik kulak burun boğaz hastalıkları ile uykusuzluk ve stres gibi sorunların giderilmesinde alternatif yöntem olarak kullanıldığı bilinen; Tuz odası’na girdik. Tabi biz odada gereken şartları sağlayarak kalmadık fakat bu sırada otel sahibimiz Ali Canlı tarafından bizlere bu oda ile ilgili verilen bilgileri dinledik.
Kızılkeçili Köyü Zeytinyağı Fabrikası
Ardından Kızılkeçili köyünde bulunan bir zeytinyağı fabrikasını ziyaret ettik, üretim ile ilgili bilgiler aldık ve zeytinyağı tadımı yaptık. Ve tabiî ki tadılan lezzetlerin sonrası yine elimiz kolumuz dolu bir şekilde fabrikadan ayrıldık.
Her güzel şeyin bir sonu olduğunu bildiğimiz halde birbirimizden ayrılmamak için köy meydanında bir süre daha oturduk ve kahvelerimizi yudumladık. Ve tabi ki sonrasında dönüş rotasına geçtik.
Gelen herkesin hoşnutlukla ve mutlulukla ayrıldığı kocaman bir hafta sonu geçirdik. Daha nice güzel etkinliklerde bir araya gelmek dileğiyle… Hoşça ve mutlu kalın…