Tanrıların tanrısı, gökyüzü ve şimşeğin simgesi gökgürültüsünün efendisi büyük Zeus. Eski yunan mitolojisinin en güçlü tanrısıdır. Bereket ile özdeşleşmiştir ve yağmur ondan beklenir. Kartal, boğa, meşe agacı aynı zamanda tanrıların kralı olduğu için taht ve asa ile de simgelenmektedir.
Standart Çift Kişilik Otel Odası - Gecelik Oda Ücretleri
3250 TL / 1 Kişi
3250 TL / 2 Kişi
4000 TL / 1 Kişi
4000 TL / 2 Kişi
Oda Özellikleri
- Klima
- Minibar
- Yemek Masası
- Havlu
- Toplantı Masası
- Buzdolabı
- Tuz Lambası
- Ücretsiz Banyo Malzemeleri
- Şifreli Kasa
- Balkon
- Uydu Yayını
- Saç Kurutma Makinesi
- Dağ Manzarası
- Deniz Manzarası
- Ücretsiz Wifi
- Açık Otopark (ücretsiz)
- Sivrisinek Teli
- Telefon
- Anti-Alerjik
- Ütü Olanakları
- Terlik
- Ses Yalıtımı
- Uyandırma Servisi
Oda Kapasitesi
- 2 Yetişkin
Odadaki Yataklar
- 2 Kişilik Yetişkin Yatağı
Titan Krounus ile Rheia’nın oğlu olan Zeus’un Hera, Poseidon, Hades, Demeter ve Hestia ile kardeşdir. Tanrıça Hera aynı zamanda eşidir.
En bilinen özelliklerinden biri olan çapkınlığı nedeniyle Tanrıça Hera tarafından sürekli takip edilmektedir.İstediği herşeyin kılığına girebilen Zeus Leda için kuğu, Europa için boğa, Antiope için satir, Aegina için ateş, Danae için altın yağmuru, Hera için guguk kuşu, Alkmene için kocasının kılığına girmiştir. Ölümlü ölümsüz herkese aşık olabilen Zeus’un gözdesi Ganimedes isimli çobandır.
Efsaneye göre Zeus’un babası Kronos evrenin sahibi olmuş. Kardeşlerini kurtarıp kız kardeşi Rheia ile evlenmiştir. Fakat onu tedirgin eden, içini kemiren cümle her zaman babasının sözleri olmuştu, “Senin çocukların da bana yaptığını sana yapacaklar.” Bu cümlelerden o kadar çok korkmuşdu ki doğan her çocuğunu yutmaya başladı. Evrenin tek hâkimi olmak ve çocukları tarafından ihanete uğramak istemiyordu. Bu düşünceler yardımı ile oluşum süreci devam etmiş; Khaos ile Erebos’un kızı olan Nyks, Moros (Baht), Thnatos(Ölüm), Hypnos (Uyku-Düş-Rüya) doğurdu. Üzüntü dolu zamanlar sürmeye başlamıştı Gaia. Üzüntü, öç alma, hırsızlık, hile… vb kötü oluşumlar meydana gelmiştir.
Bir gün Rheia Zues’u dünyaya getirmiş. Gaia’ya bahşedilen annelik duygusu dişi titanda da meydana gelmiş ve artık doğan her çocuğunu eşi, Kronos’a veremeyeceğini anlamıştı. Bebek Zeus’u kundağından çıkartıp kundağı bir taşa sardı. Zeus’u yemek için gelmekte olan Kronos’a kundakta saklanmış taşı yeni doğan çocuğu gibi sundu ve Kronos’u kandırarak bir kartal çağırdı ve bebek Zeus’u ona emanet etti. Kartal bebeği koruyacak ve onu büyük annesi Gaia’nın yanına götürecekti. (Zeus’un simgesinin kartal olması bu yüzdendir.)
Yıllar boyu Girit’te bir mağarada saklanan Zeus Amaltheia isimdeki bir keçinin sütü ile beslenmiş ve kuvvetlenmiş. Bu şekilde büyüyen Zeus babasını öldürmek için geri geldiginde oğlunun hayatta olduğunu bilmeyen Kronos, sarhoş iken Zeus onun karnını keserek kardeşleri, Hades,Poseidon, Hera, Demeter ve Hestia’yı çıkarmış ve ardından Kronos’u Tartalos’un en derinliklerine, sürgün olmuştur.
Zeus doğdugunda Titanlar’a düşman olacagını önceden bilen Titanların annesi Gaia öldürme emrini Zeus’un babası olan 2. Oğlu Kronos’a verir. Kronos, Rheia’ya olayı anlatır ve Rheia, bebek Zeus’u kundağından çıkartıp kundağı bir taşla sarar. Zeus’u yemek için gelmekte olan Kronos’a kundakta saklanmış taşı yeni doğan çocuğu gibi sunar ve Kronos’u kandırır. Giden Kronos’un ardından bir kartal çağırır ve bebek Zeus’u ona emanet eder.
Yıllar boyu Girit’te bir mağarada saklanan Zeus Amaltheia isimdeki bir keçinin sütü ile beslenir ve kuvvetlenir. Bu şekilde büyüyen Zeus babasını öldürmek için geri gelir. Oğlunun hayatta olduğunu bilmeyen Kronos sarhoş iken Zeus onun karnını keserek kardeşleri, Hades, Poseidon, Hera, Demeter ve Hestia’yı çıkarır. Ardından Kronos’u Tartalos’un en derinliklerine, sürgün eder.
Kaz Dağları Paris Odası
Kral Priamos`un karısı Hekabe oğlu Hektordan sonra ikinci çocuğuna hamileydi. Hekabe bir gün rüyasında karnından çıkan alevlerin bütün şehri yaktığını görür ve hemen rüyasını krala anlatır. Kral Priamos, durumu kahinlere sorar. Kahinler, doğacak çocuğun Troya`nın yok olmasına sebep olacağını, bu nedenle öldürülmesinin gerektiğini söylerler. Çocuk doğar, annesi çocuğuna kıyamaz adını Paris koyar ve öldürülmesine karşı çıkar. Fakat baskılara birkaç ay dayanabilir. Paris`i öldürmek üzere İda dağına götüren görevliler, öldürmeye korkarlar. Bu işi vahşi hayvanlar yapar diyerek dağın derinliklerine bırakır ve dönerler. Dişi bir ayı bebek Paris`i bulur, onu emzirerek ölümden kurtarır. Daha sonra Agelaos adında bir çoban bulur ve Paris`i evlat edinir. Adını Aleksandros koyup, onu büyütür ve çobanlığı öğretirler. Zamanla gözüpek, güçlü kuvvetli yakışıklı bir delikanlı olur Paris. Diğer kardeşlerine bakarak onlardan farklı olduğunu görür. Ormanda yaşayan ağaç perisi Oinone ile tanışır ve onunla evlenir.
O zamanlar da Olimpos dağında, deniz kızı güzel Thetis ile ölümlü bir insan oğlu olan Peleus`un düğünü vardır. Tüm tanrı ve tanrıçalar düğüne davet edilmiş sadece kavga ve nifak tanrısı Eris davet edilmemiştir. Düğüne davetsiz olarak gelen Eris adına yakışır bir davranışta bulunarak, altın bir elmanın üzerine en güzele diye yazarak düğün sofrasının ortasına atar. Güzel olduğunu iddia eden tüm tanrıçalar altın topa sahip olmak için uğraş verirler. Sonunda altın elma, güçlü olan üç tanrıça Zeus`un eşi Hera, akıl tanrıçası Athena ile güzellik ve aşk tanrıçası Afrodit`e kalır. Altın elmayı baş tanrı Zeus`a vererek, en güzele vermesini isterler. Zeus tanrıçaları kızdırmak istemez. Böyle işlerden anlamadığını fakat İda dağında çobanlık yapan, aslında kral oğlu olan Paris`in bu işi yapabileceğini söyler.
Paris ve İda Dağı
Tanrıçalar Paris`i İda Dağı'nda sürülerini otlatırken bulurlar. Altın elmayı eline verirler ve bunu içlerinden en güzele vermesini isterler. Paris karşısında üç güzel kadını görünce şaşırır, duraklar. Paris`in bu duraklamasını kararsızlığına veren Hera, altın elmayı kendisine verirse ona Asya krallığını vereceğini söyler. Athena, sonsuz akılı ve başarıyı; Afrodit ise dünyanın en güzel kadını olarak bilinen Spartalı Helena`nın aşkını vereceğini söyler. Paris elmayı Afrodite verir. Bu duruma diğer tanrıçalar çok sinirlenir ve ona çok kızıp kinlenirler.
Paris bu olayı unutamaz. Aklında hep Spartalı Helena vardır. Bu beklemeye daha fazla dayanamaz, karısı Oinone`yi ve İda dağını terk ederek Troyaya gider. Oinone, ona bir gün yaralanırsa kendisine gelmesini söyler. Bu sırada şehirde yarışmalar vardır. Yarışmalara katılır ve birinci olur. Troya kralı Piriamos tarafından ödüllendirilmek üzere huzura çağrılır. Paris`in , kahin olan kız kardeşi Kassandra onu tanır ve ailesine kavuşur.
Kral Priamos, Sparta ile aralarında bulunan anlaşmazlığı gidermek üzere oğlu Paris`i elçi olarak Spartaya gönderir. Paris, Kral Menelaos ve güzel karısı Helena`ya konuk olur. Kral Menelaos`un büyük babası Girit kralı Katreus ölür. Karısı Helena`yı misafirleri ile bırakarak cenaze için Girit`e gider. Paris, Helena ile yalnız kalır. Afrodit`in de gayretleriyle Helena Parise aşık olur. Helena çeyizini de yanına alarak, Paris ile Troya`ya kaçar.
Troya`ya saldırmak için fırsat kollayan Kral Menelaos`un ağabeyi Kral Agamemnon beklediği fırsatı bulmuştur. Akhalardan ve yandaşlarından, bin parçalık gemiden oluşan bir ordu kurar ve troya önlerine gelerek on yıl süren Truva savaşı başlar.