Kazdağları yurdumuzda oksijenin en bol olduğu köşelerinden biridir. Pek çok efsaneye konu olan bu yeşili bol, şelaleleri, dereleriyle kendine hayran bırakan yere gittiğinizde tüm sıkıntılarınızdan kurtulup hafiflemeniz mümkün olacaktır. Ayrıca, gittiğinizde mutlaka kalıp biraz daha dinlenmek isteyebileceğiniz için Kazdağları otelleri size çok güzel imkânlar sağlıyor. Biga yarımadasının en yüksek tepesi olan Kazdağları, eskilerin de öğütlediği üzere hala doğal varlığını koruyabilmektedir.
Kazdağları yani eski yunan mitolojisinde geçtiği üzere İda Dağları, Ege Bölgesi dahilinde yer alan yer yüzündeki cennetlerden bir tanesi olarak bilinmektedir. Kaz Dağı, sahip olduğu tarihi değerleri, doğasının muhteşem güzelliği, benzersiz manzarası, fauna, flora ve endemik bitki zenginliğinin yanı sıra, bol su kaynakları sayesinde öne çıkmaktadır. Hasanboğuldu ve Sarıkız gibi tarihinin en önemli kültürel değerleri de Kazdağları bünyesinde yer almaktadır.
Kaz Dağı veya İda Dağı; hangi isimle anılırsa anılsın onun güzelliği ve görkemi bugün olduğu gibi Antik Çağ insanlarını da etkilemiş olmalıydı. İşte bu nedenledir ki, Antik Çağ mitoslarında tanrıların mekânı olarak sıkça adı geçer. Bu dağlar bazen tanrılara veya efsanevi kişiliklere ev sahipliği yapar, bazen de çok önemli olaylara. Antik Çağ insanı tanrılarının, Yunanistan’ın Olympos isimli en yüksek dağında yaşadıklarına, nektar içip ambrosia yediklerine inanırdı. Batı Anadolu’da ise tanrılar için en uygun yer ancak İda Dağı olabilirdi.
Aslında İda Dağı ününü, ünlü ozan Homeros’a borçludur. Homeros’un İlyada Destanı sayesinde, dünyanın en tanınan dağlarından biri olmuştur.
Antik Yunan Mitolojisinde en ünlü mitosların pek çoğunda olaylar İda Dağı’nda geçer.