Cennetin bir bahçesi olarak anılan Kazdağları asırlardır pek çok efsaneye konu olmuştur. Troya, Sarıkız, Hasan Boğuldu başta olmak üzere bunlar gibi pek çok hikâyeye ev sahipliği yapan Kazdağları asıl doğal varlığıyla adından sürekli söz ettirmektedir. Bu bölgeye vardığınız da buradan ayrılmak istemeyeceğiniz için Kazdağları Otelleri size çok güzel imkânlar tanımaktadır.
Kazdağları ve Kaz Dağı olarak 2 farklı şekilde belirtilen bu dağ / dağlar Balıkesir ve Çanakkale sınırları içerisinde yer almaktadır. Biga Yarımadası boyunca uzanan bu dağ etrafında Karataş Tepe, Sarıkız Tepesi, Eybek Dağı, Dede Dağı, Babadağ, Gürgen Dağı ve Kocakatran Dağı yer almaktadır. 1774 metreye kadar uzanan Kaz Dağları`nın nerede olduğunu ve etrafındakileri gelin yazının devamında birlikte inceleyim.
Eşsiz Doğası Ve Kültür Mirası İle Kazdağları
Kaz Dağı ya da mitolojik ismi İda Dağı, Biga Yarımadası üzerinde, Balıkesir ile Çanakkale arasında, 60-70 km uzunluğunda yer alan Kazdağları masifinin merkezinde yer alan bölgede Babadağ, Karataş ve Sarıkız tepelerinden oluşur. En yüksek noktası Karataş Tepesi 1774 metrededir. Derin kanyonlar, akarsular, göletler, bitki örtüsü, havası ile harikulade bir doğaya sahip olan Kazdağları ülkemizin ve dünyanın en çok ziyaret edilen turistik bölgesidir.
Sarıkız, Çanakkale İli’ne bağlı Ayvacığın bir köyünde ailesi ile yaşarken, küçük yaşta annesi vefat eder. Babası Sarıkız’a “biliyorsun anneni çok severdim, burada çok hatırası var, anneni unutmam zor oluyor. Buradan göçelim” der ve Kazdağları’nın eteğinde Güre Köyü’nün yakınlarında ki Kavurmacılar Köyü’ne gelerek yerleşirler. Çobanlık yaparak geçimlerini sağlarlar. Zamanla köyde çok sevilir, sayılırlar. Köyün yaşlıları, gençleri Sarıkızı’n babasına akıl danışır. Köylüler onun ermiş olduğunu düşünürler.